KURBAN iLE iLGiLi GENEL CEVAPLAR
İBADET
0
Yorumlar
KURBAN iLE iLGiLi GENEL CEVAPLAR
Kurban kesmeden maksat ne olmalıdır?
Aslında bu sorunun cevabını Allahu Teala Yüce Kitabında bizlere bildirmiştir. "Unutmayın ki ne onların etleri, ne de kanları asla Allah'a ulaşacak değildir. Lâkin Ona ulaşan tek şey, kalblerinizde beslediğiniz takvâdır, Allah saygısıdır. (Hac, 22/37) Ayette de belirtildiği gibi kesilen kurbanlarda hedef; ihlâs, takva ve Allah'a yaklaşmak olmalıdır. Bu maksad ve gaye olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, kanların Allah nezdinde bir değeri yoktur. Zira, Allah'ın insanın yaptığı hiçbir ibadete ihtiyacı olmadığı gibi, keseceği kurbana da ihtiyacı yoktur. O'nun katında makbul olan şey, insanın ihlas ve samimiyetidir. Bunun için bu ibadet görevimizi de ifa ederken Allah'ın hoşnutluğunu kazanmayı hedeflemeli ve kestiğimiz kurbanla, Allah'a karşı yeri geldiğinde en değerli varlıklarımızı da O'nun yolunda feda edebileceğimizi göstermeliyiz.
Kurban ne zaman kesilmelidir?
Kurban kesmenin vakti, kurbanın birinci günü fecir doğduktan sonra başlar. Ancak, şehirlerde veya bayram namazı kılınan diğer yerlerde, Bayram Namazından önce kurban kesilemez. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s): "Her kim (Bayram) Namazından önce kurban keserse, hemen onu iade etsin" buyurmuştur. Fakat bayram namazı kılınmayan yerlerde, bayramın birinci gününün fecri doğduktan sonra kurbanın kesilmesi caizdir.
Kurban kesmenin son vakti, bayramın üçüncü günü güneş batmadan az öncedir.
Bir kimse bayramın birinci gününde fakir olup, son gününde zengin olsa, üzerine kurban vacip olur. Yine bir kimse bayramın başında zengin olup, son gününde fakir düşse, kurban kesmek üzerine vacip olmaz. Aynı şekilde seferde olan birisi, üçüncü gün güneş batmadan önce mukim olsa, yani yolculuktan dönse kurban kesmesi gerekir. Mukim olan birisi de üçüncü günden evvel sefere çıksa, kurban mükellefiyeti ondan düşer. Yani kurbanın vacip olmasında, bayramın son günü muteberdir.
Buna binaen, zengin bir kimse kurban kesim günlerinde kurban kesmeden ölse, kurban ondan düşer. Çünkü gerçekte kurban henüz vacip değildir.
Kurbanın bayramın birinci gününde kesilmesi, sonraki günlerde kesilmesinden daha faziletlidir. Kurbanın gece kesilmesi mekruh görülmüştür.
Kurban ne zaman kesilmelidir?
Kurban kesmenin vakti, kurbanın birinci günü fecir doğduktan sonra başlar. Ancak, şehirlerde veya bayram namazı kılınan diğer yerlerde, Bayram Namazından önce kurban kesilemez. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s): "Her kim (Bayram) Namazından önce kurban keserse, hemen onu iade etsin" buyurmuştur. Fakat bayram namazı kılınmayan yerlerde, bayramın birinci gününün fecri doğduktan sonra kurbanın kesilmesi caizdir.
Kurban kesmenin son vakti, bayramın üçüncü günü güneş batmadan az öncedir.
Bir kimse bayramın birinci gününde fakir olup, son gününde zengin olsa, üzerine kurban vacip olur. Yine bir kimse bayramın başında zengin olup, son gününde fakir düşse, kurban kesmek üzerine vacip olmaz. Aynı şekilde seferde olan birisi, üçüncü gün güneş batmadan önce mukim olsa, yani yolculuktan dönse kurban kesmesi gerekir. Mukim olan birisi de üçüncü günden evvel sefere çıksa, kurban mükellefiyeti ondan düşer. Yani kurbanın vacip olmasında, bayramın son günü muteberdir.
Buna binaen, zengin bir kimse kurban kesim günlerinde kurban kesmeden ölse, kurban ondan düşer. Çünkü gerçekte kurban henüz vacip değildir.
Kurbanın bayramın birinci gününde kesilmesi, sonraki günlerde kesilmesinden daha faziletlidir. Kurbanın gece kesilmesi mekruh görülmüştür.
Hangi hayvanlardan kurban kesilir?
Kurban olarak kesilmesi caiz olan hayvanlar; koyun, keçi, sığır, deve ve mandadır. İslam âlimleri bu konuda ittifak etmişlerdir. Koyun yahut keçi yalnız bir kişi namına kurban olabilirken, deve ve sığırı bir kişi kurban olarak kesilebileceği gibi, yedi kişiye kadar da müşterek olarak kesilebilir. Dolayısıyla tavuk, kaz, ördek, deve kuşu, ceylan gibi hayvanlardan kurban olmaz. Bunları kurban niyeti ile kesmek tahrimen mekruhtur. Çünkü bunda Mecusilere benzeyiş vardır.
Hayvanın kurban olmasına engel olan kusurlar nelerdir?
Allah'a kurbiyet ve ibadet için kesilen kurbanın semiz, sağlıklı ve azalarının tam olması, hem ibadetin gaye ve mahiyeti hem de sağlık kuralları açısından önemlidir. Bu itibarla, kurbanlık hayvanda kurban olmaya engel bir kusurun bulunmaması gerekir. Kur'ân'ı Kerim'de müminlerin kazandıkları şeylerin temiz ve güzel olanlarını Allah yolunda infak etmeleri emredilerek "Siz göz yummadan, içinize yatmaksızın almayacağınız kötü, bayağı şeyleri vermeye kalkmayın. İyi bilin ki, Allah ganidir, hamîddir (kimseye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere layıktır).(Bakara, 2/267) buyrulmuştur. Böylelikle, kötü, bayağı şeyleri kendiniz almazken, Allah'a borcunuzu bu şeylerden vermeğe kalkmayınız, denilmiştir. [20] Buradan hareketle çok kusurlu olan hayvanların kurban edilmeleri uygun değildir.
Hayvanın kurban olmasına engel olan kusurlar şunlardır;
- İki gözünün veya bir gözünün kör olması
- Kesileceği yere yürüyemeyecek derecede topallığının bulunması
- İki kulağının veya bir kulağının kesik olması
- Dişlerinin tamamının veya büyük kısmının dökülmüş olması
- Boynuzlarının ikisinin veya birisinin kökten kırılmış olması
- Hayalarının veya meme uçlarının kopmuş olması
- Kuyruğunun yarısı veya üçte birinden fazlasının kesilmiş olması
- Kemiklerinde ilmik kalmayacak kadar zayıf ve düşkün olması
- Doğuştan kulağı ve kuyruğunun bulunmaması
- Kontrol altına alınıp sürüye gönderilemeyecek ve yemlenemeyecek kadar deli olması
- Aşikâr bir halde hasta bulunması
Hayvanı kurban ederken gözetilecek hususlar nelerdir?
- Hayvan, kesim yerine incitilmeden götürülür, kesileceği zaman da kıbleye karşı ve sol tarafı üzerine yatırılır.
- Kurban sahibinin kurbanını bizzat kendisinin kesmesi veya Müslüman birisine kestirmesi ve kesim esnasında da orada hazır bulunması müstehaptır.
- Kurbanı kesen kimse hayvana eziyet vermemeye dikkat etmelidir. Bıçak hayvana gösterilmemelidir. Kullanılacak bıçak keskin olmalıdır. Kıbleye karşı yatırılan hayvan, sağ elle tutulan bıçakla kesilirken "Bismillahi Allahü Ekber" denir.
- Kurbanı başkasına kestiren kimse de, hayvan kesilirken besmeleye iştirak eder. Kurbanı kesen kimse keserken Allah'ın adını zikretmeyi (besmele) kasten terk ederse Hanefî mezhebine göre bu hayvanın eti yenilmez.
- Kesilen hayvan fazla acı duymaması için, hareket hali sona ermeden onu yüzmemelidir. Kurban sahibi, kurban kesildiği gün, ilk yemeğini kurbanın ciğerinden seçmesi güzel bir davranıştır.
- Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kurbanlığın kesilmesi ile ilgili şöyle buyurmuştur; "Allah her şeyin ihsanla (Allah'ın teftişine arz ediliyor gibi) yapılmasını kabul etmiştir: öyle ise bir hayvanı boğazlarken, ihsan hissi ile kesin, içinizden kurban kesen kimse bıçağını iyice bilesin ve keseceği hayvanını rahat ettirsin." (Müslim, Sayd, 57; Ebu Davud, Edahî, 11.)
- Sığır, manda, koyun ve keçi cinsinden hayvanlar yatırılıp çenelerinin hemen altından boğazlanır. Bu şekilde kesilmelerine "zebh" denir. Deve ise ayakta sol ön ayağı bağlanarak göğsünün hemen üzerinden kesilir ki, buna da "nahr" denilir. Kesim işlemi boğazın iki tarafındaki şah damarları, yem ve yemek borusu kesilerek yapılır ve hayvanın kanı iyice akması için bir süre beklenilir.
Taksitle kurban alınabilir mi?
Kişinin kurban ibadetini yetine getirebilmesi için, mülkünde bulunan bir hayvanı kesmesi gerekir. Bunun için önemli olan yapılan alışverişle kişinin, kurban olarak keseceği hayvana sahip olmasıdır. Yani almak istediği hayvanın parasını ister peşin olarak versin, isterse taksitlere böldürerek hayvanı satın alsın, her iki durumda da hayvana sahip olacak ve o hayvanı kurban olarak kesebilecektir.
Kurbanlığın kaybolması veya ölmesi durumunda ne yapılır?
Kurbanlık olarak alınan hayvan kaybolsa veya ölse, kurban kesmekle mükellef olan kimse, bunun yerine başka bir hayvan alır ve onu keser. Yani böyle bir durum, mükelleften kurban yükümlülüğünü düşürmez. Fakat kurbanlık hayvan alan kimse, kurban kesmekle mükellef olmayan fakir biriyse, telef olan veya kaybolan hayvan yerine başkasını almak zorunda değildir.
Kurban eti nasıl değerlendirilir?
Kesilen kurbanın eti üçe ayrılır. Bir kısmı ev halkı için ayrılır, üçte biri akraba ve komşulara dağıtılır. Geriye kalan üçte bir de fakir ve muhtaçlara verilir. Kurbanın etinin bu şekilde taksim edilmesi mendup/güzel bir davranıştır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şu ayetlerde böyle bir taksim yapılabileceği bildirilmiştir;
"Siz de onların (kesilen kurbanların) etinden hem kendiniz yeyin, hem de yoksula ve fakire yedirin." (Hacc, 22/28)
Aynı zamanda Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kesilen kurbandan hem sahibinin yemesini hem de başkalarına yedirmesini teşvik etmiştir. Kurbanın etinden dağıtılan kısmın üçte birden az olmaması mendup yani güzel bir davranıştır. Bütün bunlarla birlikte, eğer kurban kesen kimse ailesi kalabalık ve imkânı geniş biri değilse, bu durumda kurbanın hepsini kendi evinde bırakması daha uygun olur. Çünkü kendisinin ve ailesinin ihtiyacı, diğer insanların ihtiyacından önce gelir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuya dikkatleri çekerek, ihtiyaç sahibinin ilk önce kendisinden ve ailesinden başlaması gerektiğini bildirmiştir.
Kurbanın eti uzakta bulunanlara gönderilebilir mi?
Kurbanın etinin, kesimin yapıldığı bölgede dağıtılması teşvik edilirse de, daha fazla ihtiyaç sahibinin bulunması halinde başka yerleşim birimlerine de gönderilebilir, nakledilebilir. Hatta ihtiyaca binaen kurbanlık hayvanın başka yerleşim birimlerine gönderilmesi ve kesiminin oralarda yapılması da mümkündür.
Kesilen kurbanın derisi, eti vs. diğer azaları satılabilir mi?
Allah'a yakınlaşmak için kesilen kurbanın etini, derisini, yağını, başını, yününü satmak mekruhtur yani dinen hoş görülmemiştir. Eğer bunlar satılırsa parası tasadduk edilmelidir. Hatta kurbanlık hayvan kesilmeden önce sütü sağılsa, yünü kesilse bunların tasadduk edilmesi gerekir. Çünkü kurbanlık hayvan her şeyiyle Allah'a kurbet için hazırlanmış, vakfedilmiştir.
Kurbanın derisi evde bırakılıp seccade yapılabilirse de en güzeli hayır kurumlarına vermektir. Bir hadislerinde Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kestiği kurbanın derisini satan kimsenin, kurban kesene vaad edilen sevaptan mahrum kalacağını bildirmiştir.
Bu hususla ilgili olarak Hz. Ali şöyle buyurmuştur "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), (beni göndererek), kurbanlık develeriyle ilgilenmemi, onların etlerini, derilerini, çullarını tasadduk etmemi, kasabın ücretini bunlardan vermememi tenbih etti." diyerek devamla "Kasab ücretini kendimizden ِöderdik." demiştir
Kurbanın derisi evde bırakılıp seccade yapılabilirse de en güzeli hayır kurumlarına vermektir. Bir hadislerinde Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kestiği kurbanın derisini satan kimsenin, kurban kesene vaad edilen sevaptan mahrum kalacağını bildirmiştir.
Bu hususla ilgili olarak Hz. Ali şöyle buyurmuştur "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), (beni göndererek), kurbanlık develeriyle ilgilenmemi, onların etlerini, derilerini, çullarını tasadduk etmemi, kasabın ücretini bunlardan vermememi tenbih etti." diyerek devamla "Kasab ücretini kendimizden ِöderdik." demiştir
Kurban kesildikten sonra dikkat edilecek hususlar nelerdir?
Kurban kesildikten sonra çevre temizliğinin iyice yapılması gerekir. Hayvanın artan parçalarının toprağa derince gömülmesi ve mümkün olduğu ölçüde dışarıda hiçbir parçasının bırakılmaması gerekir. Bu şekilde bir hareket, kurbanlık hayvana ve kurban ibadetine bir saygının ifadesidir. Aynı zamanda çevre temizliği açısından da çok önemlidir. Peygamber Efendimiz birçok hadis-i şeriflerinde çevre temizliğinin önemini vurgulamıştır.
Kurban kesmenin ve etini ihtiyaç sahiplerine dağıtmanın sevabını, çevre kirliliği meydana getirerek ve kul haklarını ihlal ederek azaltmamaya dikkat etmek gerekir.
Kurban kesmenin ve etini ihtiyaç sahiplerine dağıtmanın sevabını, çevre kirliliği meydana getirerek ve kul haklarını ihlal ederek azaltmamaya dikkat etmek gerekir.
Ölmüş kimseler adına kurban kesilir mi?
Bir kimse, sevabını ölmüş bir akrabasına veya sevdiği bir kimseye bağışlamak üzere kurban kesebilir. Tıpkı ölen bir insanın ardından onun adına sadaka verildiği, hacc yapıldığı gibi, kurban da kesilebilir. Nitekim Peygamber Efendimiz, ümmetinden kurban kesemeyenler adına kurban kesmiştir.(Taberanî, Mucemu'l-Kebir, 3/182; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 4/23)
Nitekim, Ebu Davud, Sünen'inde "Ölen kimsenin ardından kurban kesme" adı altında müstakil bir başlık yaparak şu hadisi rivayet etmiştir:
"Hz. Ali (r.a.), birisi Peygamber Efendimiz için olmak üzere iki tane koç keserdi. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda 'Allah Resulü bana yaşadığım müddetçe kendisine kurban kesmemi vasiyyet etti.' asla bunu terk etmem!" buyurmuşlardır. (Ebu Davud, Edahî, 1; Hakim, Müstedrek, 4/255)
Peygamber Efendimizin, Hz. Ali'ye kendisi için kurban kesmesini vasiyet etmesi, O'nun adına kurban kesilmesini sevdiğine delalet eder. Bu itibarla imkânı olanların sevgili peygamberimiz için her sene en azından bir koyun/koç kesmesi veya bir ineğin yedide bir hissesine ortak olması çok yerinde bir davranış olur.
Nitekim, Ebu Davud, Sünen'inde "Ölen kimsenin ardından kurban kesme" adı altında müstakil bir başlık yaparak şu hadisi rivayet etmiştir:
"Hz. Ali (r.a.), birisi Peygamber Efendimiz için olmak üzere iki tane koç keserdi. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda 'Allah Resulü bana yaşadığım müddetçe kendisine kurban kesmemi vasiyyet etti.' asla bunu terk etmem!" buyurmuşlardır. (Ebu Davud, Edahî, 1; Hakim, Müstedrek, 4/255)
Peygamber Efendimizin, Hz. Ali'ye kendisi için kurban kesmesini vasiyet etmesi, O'nun adına kurban kesilmesini sevdiğine delalet eder. Bu itibarla imkânı olanların sevgili peygamberimiz için her sene en azından bir koyun/koç kesmesi veya bir ineğin yedide bir hissesine ortak olması çok yerinde bir davranış olur.